Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Berlin’de TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör ve Serhat Akça’nın sorularını cevapladı.
“Gümrükte oy kullanma” ile ilgili “TRT Haber Ötesi Özel”in ilk sorusuna cevap veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Daha önceki seçimlerde olduğu gibi gümrükte yine oylama devam edecek. Burada esas itibari ile güvenlik ile ilgili tereddütleri vardı. Randevu sisteminin olmasının esas sebebiyde buydu aslında. YSK o endişeleri dikkate aldı, randevu sisemini uyguladı. Seçimlerde de gördük ki halk gayet olgun bir şekilde gidiyor, oylarını kullanıyor. Başkonsolosluklarımız ve büyükelçiliklerimiz öncülüğünde oluşturulan sandık başkanları da görevini son derece iyi yaptı. Bir şikayet bile gelmedi. Vatandaşlarımızın oy kullandığı ülkelerle yakın işbirliğimiz var. Burada yapmamız gereken başka bir şeyde sandığı vatandaşlarımıza daha da yakınlaştırmak. Vatandaşlarımızın 100 km ötede oy kullanmaması lazım. İnşallah ilerki zamanda daha yakın yerlerde sandık koyarız.” dedi.
Çavuşoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Oy kullanma bizim ve YSK kararlarına uygun bir şekilde gerçekleştirilecek. Ve bu 24 günlük süre içinde vatandaşlarımız oy kullanabilecekler. Parlamento seçimi tarihi sabit. Daha önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinde esneklik vardı. Dolayısıyla 24 gün için vatandaşlarımız bulundukları başkosolosluklara giderek, mahallerindeki seçim sandıklarına giderek kimlikleriyle belgeleriyle oy kullanacak. Biz her vesileyle vatandaşlarımızla ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geliyoruz. Biz kendi düşüncelerimizi paylaşıyoruz, onlara kendi isteklerimizi söylüyoruz. Tabi vatandaşlarımızın da bizden talepleri oluyor. Vatandaşlarımız her şeyden önce burada yalnız bırakılmak istenmiyor. Biz onlardan Türkiye’ye entegre olmasını istiyoruz. Ülkesiyle bağlantısının kopmasını istemiyoruz.”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Uluslararası Güvenlik Konseyi’ne Türkiye’nin neden katılmadığını da şöyle anlattı:
– Değişik oturumlar, İsrail Strateji Bakanıyla aynı oturuma koymaya kalktılar. Yanyana oturmak istemedik, bu yüzden toplantıya katılmadık.
– Standart düzenlemek yapmaya kalktılar. Bizim hassasiyetimizin bilinmesi lazım.
Türkiye seçim tecrübesi yaşadı, yurt dışında vatandaşlarımız oy kullandı. Sizde bir toplantı yaptınız, YSK başkanı da katıldı. Neler konuşuldu?
– Yeterli katılım alınamadı. Bir çok vatandaşımız randevu sisteminden dolayı oy kullanamadı. Hala bazı sorunlar var. Bu sorunları nasıl giderebiliriz bunları değerlendirdik. Amacımız bu seçimlerinde sorunsuz geçirilmesi. 24 gün seçim süresi var, vatandaşlarımız oy kullanabilecek bu süreç içinde. Vatandaşlarımızın yıllardır istediği bir haktı. İlk seçimde sorunlar oldu, umarım ikinci seçimde bunlar minimuma girer. Bu hakkın verilmesi önemliydi.
Gümrükte oy verme devam edecek. Burada esas itibariyle güvenlik tedbirleri alınmalı. Vatandaşlarımız demokratik olgunluğa sahiptir. Vatandaşlarımızın oy kullandığı ülkelerle yakın işbirliğimiz var. Sandığı vatandaşlarımıza daha da yakınlaştırmamız lazım. İnşallah ileriki zamanlarda daha fazla yerde sandık kurabiliriz.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız nasıl oy kullanacak?
– Oy kullanma yasalaramıza ve YSK kararlarına uygun şekilde gerçekleşecek. 24 gün içinde vatandaşlarımız bulundukları başkonsolosluklara gidip ya da o bölgedeki seçim sandıklarına giderek kimlikleriyle, belgeleriyle oylarını kullanacak. Daha önce randevu sistemi daha karmaşıktı, şimdi karmaşık bir sistem yok.
Başka neler istiyor insanlar. Daha kolay oy kullanalım, seçimler olsun… Başka ne tür talepler var?
– Biz sivil toplum örgütleriyle her fırsatta bir araya geliyoruz. Vatandaşlarımızın da bizden talepleri oluyor. Vatandaşlarımızın kişisel ya da ülkeyle ilgili talepleri de oluyor. Vatandaşlarımız her şeyden önce burada yalnız bırakılmak istemiyor.
Konsolosluk işleri ile ilgili talepleri oluyor vatandaşlarımızın. Harçlarla ilgili de şikayetleri var. Ben Dışişleri Bakanı olarak vatandaşlarımızın bu şikayetlerine katılıyorum. Bu konuyu Bakanlar Kurulu’nda yeniden gündeme getireceğim.
Yunanistan’da seçimler oldu, yeni bir hükümet var. Türkiye olarak Çipras’la nasıl bir yol izlenecek merak ediyoruz. Çözüme daha mı yakınız, daha mı uzağız?
Çipras ile daha önce görüşmüştük. Başbakanımız da telefonla görüştü, güzel bir görüşme oldu. Bende Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Yeni bir iktidar, çok vaadlerle geldi. İktidar ortağına baktığımız zaman, Türkiye karşıtı. İlk ziyaretini Kardak bölgesine yapmak istemesinin sebebi de budur. Bizde gerekli tedbirleri aldık. Mesele burda gerginliği arttırmamaktır. Tıkanmış bir müzakere süreci var. Biz müzakereye devam etmek istiyoruz. Bir çok alan var işbirliği yapabileceğimiz. Ben iyi çalışabileceğimize inanıyorum.
Bugünkü Türkiye şu haliyle bile, AB’ye yük olmaz. Bugün borcu olmayan Türkiye… Türkiye olarak Master kriterlerini yerine getiren birkaç ülkeden biriyiz. Politikalarımıza baktığımız zaman, uluslararası küresel aktör olmuş bir ülkeyiz. AB’nin güvenliğine de çok önemli katkılar sağlayabiliriz. Ekonomisine katkı sağlayabiliriz. Türkiye AB’ye yük olmaz, yükünü alır.
DEAŞ konusu dünyanın gündemi. Son süreçte yaşanan olaylara baktığımızda, bazen bize karşı da suçlamalar oluyor. Dünya kendi üzerine düşeni yapıyor mu ki bize karşı suçlamaları oluyor?
Bu işin siyasi boyutu var, insani ve ekonomik boyutu, yabancı savaşçılar boyutu var. Biz neler yapılması gerektiğini açık açık söylüyoruz. Bugün DEAŞ ile mücadelede eksiklik var. DEAŞ hala Suriye ve Irak’ın önemli bir boyutunu işgal ediyor. Gücünün de zayıfladığını düşünmüyoruz. Hala yabancı savaşçılar gidiyor.
Mali kaynaklarını nasıl sağlıyorlar bunlar bir muamma. Kapsamlı bir strateji konusunda eksiğimiz var. DEAŞ konusundaki tutumumuz nettir. İnsani boyutunu hiç ihmal etmiyoruz. Türkiye’ye gelen 2 milyon insana sadece sahip çıkmıyoruz, kamplarda kuruyoruz, yardım da yapıyoruz. Her türlü imkanlarımızı seferber ediyoruz. Yabancı savaşçılar konusunda da üzerimize düşeni yapıyoruz. Binlerce kişiye giriş yasağı koyarken durup dururken koymuyoruz. Bunların yarısını kendi güvenlik güçlerimiz tespit etti. Geçenlerde sınır dışı ettiğimiz bir Fransız vatandaşı kendi polisine saldırdı. Bu insanların Türkiye’ye girişi daha önceden bildirilse ona göre hareket edilir. Bu konu da iş birliğimizi arttırmalıyız.
Ermenistan sözde soykırım iddialarıyla bir etkinlik düzenliyor, Türkiye’yi de davet etti. Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı… Biz de Çanakkale Savaşları’nda savaşan tüm ülkeleri davet ettik. Ermenistan’ı da davet ettik. Yeni Zelanda da var, Kanada da var… Balkanlar’dan da Suriye’den de askerler var. Biz tüm bu ülkeleri davet ettik. Ermenistan’ın Cumhurbaşkanı’nın verdiği cevap da son derece nezaketsiz. Ermenistan halkına yakışmayan bir cevap
Sizin 3. döneminiz. Çok önemli bir koltukta oturuyorsunuz. Seçim ve seçimden sonra neler planlıyorsunuz?
Bize hangi görev verilirse o görevi en iyi şekilde yaparız. Ülkemize ve davamıza hizmet etmek milletvekilliğiyle sınırlı değildir. Bu seçim yeni Türkiye için çok önemli. En az 330 milletvekiliyle gelmeliyiz ki referanduma götürelim. Siyasete girince çok fazla plan yapamıyorsunuz. Önceden benim 5 yıllık planlarım vardı. Ama siyasette bu tür kesin planlar yapamıyorsunuz.
Başkanlık sistemi
Biz bir çok olayı soğuk kanlılıkla tartışamıyoruz. Başkanlık sistemi iyi midir, kötü müdür? Muhalefet özellikle bunu objektif bir şekilde tartışamıyor. Başkanlık sistemi olan yerlerde nerede diktatörlük var? Önemli olan güçler ayrılığının sağlam temellere oturtulmasıdır. Bu tür tartışmaları yersiz buluyorum. Başkanlık sisteminin eksilerinin artılarının tartışılması lazım. Ben başkanlık sisteminden yanayım. Bizim parti içinde başkanlık sisteminden yana olmayan arkadaşlarımız da olabilir. Ben Türkiye’ye uygun modelin başkanlık sistemi olduğuna inanıyorum. Eskiden de bunu söylüyorum. Ve sebepleriyle söylüyorum. Bu fikre katılmayanlar da olabilir. Küfürle tartışma olmaz.
(trthaber.com)