Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye-Mali İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, ilk defa Mali’den bir cumhurbaşkanının Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek, bu ziyareti geç kalmış bir ziyaret gibi de gördüklerini kaydetti.
Tarihe bakıldığında Mali ile yüzyıllar ötesine giden kültürel bağların bulunduğunu ifade eden Yılmaz, “Osmanlı İmparatorluğu döneminde Mali’de, Afrika’da çok ciddi ilişkiler vardı. Tarihte henüz hiçbir batılı ülkenin Türkiye’de büyükelçiliği yokken Mali’nin İstanbul’da büyükelçiliği vardı. Şimdi modern Mali’yi inşa eden cumhurbaşkanı ve heyetini Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu ziyaret tarihi bir dönüm noktası olacak” diye konuştu.
Yılmaz, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Ebubekir Kitta’nın Ankara’da yaptığı ziyaretlere ilişkin bilgi vererek, iki ülkenin de en üst düzeyde güçlü siyasi irade ile ilişkilerin gelişmesini arzu ettiğini söyledi.
Bu ilişkileri geliştirirken işin bürokrasi, kamu tarafı bir de özel sektör tarafının bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Dün Ankara’da 5 anlaşma imzalandı. Güvenlik, kültür, eğitim alanında anlaşmalar imzalandı. Bugün de iki iş dünyası arasında bir anlaşma imzalanacak, mutluyuz. Devlet olarak bize düşen özel sektör için uygun bir ortam oluşturmak ve önündeki engelleri kaldırmaktır. Toplantıya katılımı çok önemsiyorum, bu konuda ihtiyaç olduğunu da gösteriyor. Türkiye son 10 yılda Afrika ilişkilerine önem atfetti. Sadece bir pazara bağlı kaldığınızda riski artırıyorsunuz. Pazar çeşitlendiğinde hem daha yüksek hacme hem de bir pazarda sıkıntı olduğunda başka bir pazarda telafi ederek riski azaltmış oluyorsunuz. Küresel kriz ve bölgesel istikrarsızlıklara rağmen ihracatımız artmaya devam ettiyse bunda politikalarımızın ciddi rolü olduğunu belirtmek isterim.”
Yılmaz, Afrika’da büyükelçilerin sayısı 39’a, ticaret müşavirliklerinin sayısının 26’ya ulaştığını anlatarak, Afrika’daki yatırımlar ve iş hacmine ilişkin bilgi verdi.
THY’nin bu ilişkilere önemli bir katkı sunduğunu belirten Yılmaz, THY’nin Afrika kıtasında 27 ülkede, 42 noktaya uçuş gerçekleştirdiğini ve bu yıl içinde 8 noktaya daha uçmayı planladığını söyledi.
Yılmaz, Mali ile mevcut ticari ve ekonomik ilişkileri daha yüksek seviyeye çıkarmanın temel önceliklerden olduğunu ifade ederek, “Mali’nin çok geniş arazileri var, çok az kısmı sulu tarımda değerlendiriliyor. Mali’nin kaliteli pamuğu var ve hammadde olarak ihraç ediliyor. Pamuk konusunda ortak çalışma yapmamız mümkün. Belli bir aşamaya kadar Mali’de işlenerek, katma değeri yükseltilerek pamuğun ihraç edilmesi ve bu kapsamda Türkiye ile Mali arasında iş birliği yapılması mümkün. Mali’nin gelişmekte olan ülke olarak çok ciddi bir altyapı ve üst yapıda ihtiyaçları olan bir ülke. Mali, Türk müteahhitlik sektörünün bu anlamda ciddi katkılar vereceği bir ülke” şeklinde konuştu.
Mali’deki ABD büyükelçiliği binasını Türk firmanın inşa ettiğini, 40 milyon dolar civarında projenin yürütüldüğünü aktaran Yılmaz, Mali’nin inşaat sektöründe malzeme üretimine ihtiyaç duyduğunu, madencilik gibi yeraltı zenginlikleri noktasında önemli potansiyelinin bulunduğunu dile getirdi.
Mali ile serbest ticareti hedeflemeleri gerektiğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Malili yetkililerle bu konuda çalışma yapma arzumuz var. Ticaretimiz bununla üst noktaya gidecektir. Yatırımlarda hukuki altyapıyı güçlendirmemiz gerekiyor. Yatırımların karşılıklı korunması ve teşviki anlaşması bu konuda kritik öneme sahip. Önümüzdeki dönemde hızlı şekilde bu anlaşmanın sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz. THY’nin Mali’ye mutlaka direkt uçması gerekiyor. Bu konuda Cumhurbaşkanımız talimat verdi, hazırlıkları yapılacak. Muhtemelen mayıs ayında Mali’ye uçuşun başlamasını bekliyoruz.”
Yılmaz, ayrıca karma ekonomi komisyonunun bu yılın üçüncü çeyreğinde toplayacaklarını anlatarak, “Bugün iş konseyinin kurulmasına ilişkin anlaşma imzalanacak. Bunun da hızlı bir şekilde hayata geçirilmesinde fayda görüyoruz. Ticari ilişkilerimizin resmi kanallarla ve herkese açık şekilde yapılması önemlidir. Dar bir takım kesimler üzerinden ilişkiler ekonomik ve siyasi olarak doğru yaklaşım değil. DEİK çerçevesinde ve meşru zeminde gerçekleştirilecek ilişkilerin her iki ülkeye de katkıda bulunacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Bank Asya yönetiminin TMSF’ye devri
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, BDDK’nın Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’lük bölümünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kullanılmasına ilişkin kararını medyadan takip ettiğini söyledi.
Bankanın ortaklık yapılarına ilişkin şeffaflıktan kaynaklı bir endişe olduğunu dile getiren Yılmaz, “Mevzuat çerçevesinde BDDK bir karar almış durumda. Hep birlikte sonuçlarını izleyelim. Burada bankacılıkla ilgili hususları inceleyen, denetleyen bir otorite var, onun hukuk içinde aldığı bir karar var. Bunun sonuçlarını da hep birlikte takip edeceğiz” dedi.
Bakan Yılmaz, yabancılarda Türkiye’ye yatırım için herhangi bir tedirginlik bulunmadığını, yabancı yatırımcının Türkiye’yi başarı örneği ve ilham kaynağı olarak gördüğünü aktardı.
AA