Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu” konulu panelde yaptığı konuşmada, Diyarbakırlı bir annenin yüreğine düşen bir acıyı, Konyalı bir annenin yüreğine düşün acıdan ayırt ederlerse bu hayatın ve ömrün kendilerine haram olacağını söyledi.
Kadınlar Günü’nü özellikle Mardin’de irdak etmek ve burada kadınlara seslenmek istediğini belirten Davutoğlu, “Eğer birileri nefret dili kullanırsa, birileri bu toprakların çocuklarını birbirine düşman etmek için harekete geçerse, onların karşısında öncelikle dimdik duracak olan bu toprakların anneleridir, kadınlarıdır, onlara selam olsun” diye konuştu.
Oğlu Ramazan’ın dağa çıktığına dair bilgiler alan Güleser Toy’un, Ankara’ya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, geçen hafta bir davetiye aldığını, evine dönen Ramazan Toy’un kendisini düğününe çağırdığını, bunun, kardeşlik çabalarının en somut sonuçlarından biri olduğunu söyledi.
“O kahraman Diyarbakır annelerini, çocukları için yola düşen, elindeki tek traktörü satan babaları selamlıyorum. Onlar bu topraklarda çözüm sürecinin garantörleridir, hamileridir, herkesten çok onlar övgüye layıktırlar, hepsine selam ediyorum” diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“İşte bunun için biz son açıklamayı, silahları bırakma açıklamasını, teknik bir görüşme sonucu ortaya çıkan bir açıklama olarak görmedik. Herkes iyi niyetliyse, bu açıklamayı yapanlar şimdiye kadar yaptıkları gibi sözlerinden dönmeyip eğer gerçek anlamda bu açıklamaya sahip çıkarlarsa, silahların sustuğu bir Türkiye’de diller, gönüller, zihinler konuşmaya başlar. Silahların konuştuğu bir Türkiye’de ise önce zihinler susar, fikir alışverişi olmaz, diller susar, iletişim olmaz ama en önemlisi gönüller susar. Ve o susan gönüllerden annelerin çığlıkları yükselir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Dışarıdaki bazı odakların ve içerideki uzantıların sabote ettiği bu kardeşliğin ortadan kaldırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Türk ve Kürt, Sünni ve Alevi bütün anneler buna sahip çıkacağız. Bence eğer 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden 21 Mart Nevruz’a hepimizin bahar bayramına, tabiatın yeniden doğduğu, Rabbimin tabiata yeniden lütfettiği o bahara erişirken, hepimiz inşallah bu dönemi kardeşlik dönemi olarak geçirelim. Ve bunu kadim kültürümüzün bir parçası olarak görelim.”
“Mardin’den kadim kültürümüzün sesini yükselteceğiz”
HDP’li bir milletvekilinin, kadına yönelik şiddet konusunda İslamiyet’i suçlayan bir dil kullanmasına çok üzüldüğünü belirten Davutoğlu, İslam’ın rahmet, merhamet dini olduğunu ifade etti.
İslamın, kadim kültürün özüne gidildiğinde “merhamet” üzerinden yeni bir dünyanın inşa edileceğine işaret eden Davutoğlu, “Yeni bir Mardin, Mezopotamya, Türkiye inşa edeceğiz. Yeni bir Türkiye üzerinden, yeni bir Ortadoğu inşa edeceğiz. Yeni bir Ortadoğu üzerinden, bu toprakları bataklık haline getirmeye çalışan veya öyle ifade edenlere karşı, Mardin’den kadim kültürümüzün sesini yükselteceğiz” dedi.
Mardin’den muhalefet partilerinin kadın milletvekillerine seslenen Davutoğlu, şöyle konuştu:
“El ele verin, hani biz erkekler bazı şeyleri deruni hissedemeyebiliriz ama siz hissedersiniz. Meclis’te grubu bulunan 4 partinin milletvekilleri el ele verip, ‘biz de kardeşlik diyoruz, biz de analar ağlaman diyoruz’ diye ortak bir mesaj yayımlasalar ne güzel olurdu. MHP’li, HDP’li, CHP’li farklı siyasi şeylerden, bütün milletvekillerine çağrıda bulunuyorum. İşte bizim kadın milletvekillerimiz burada, onlara da talimat veriyorum; Öyle bir girişim başlatın, Kadınlar Günü’nde ebedi ve ezeli kardeşlik girişimi. Bizim milletvekillerimiz buna hazırdır. Ümit ederiz ki şu veya bu taraf adına konuşan bütün siyasi partiler de bu çizgide buluşurlar.”
Silahlar sustuğunda zihinlerin, dillerin, gönüllerin konuşmaya başlayacağını dile getiren Davutoğlu, “Zihinlerin konuştuğu yer, siyaset anlamında parlamentodur, siyasettir, hangi görüş zikredilirse zikredilsin, meydanlardır, toplantı ve gösteri yaparak fikirleri ifade etmektir” ifadesini kullandı.
“Gelin sadece siyaset dilini, özgürlükleri, barışı konuşalım”
Hiçbir zaman şiddeti bu sokaklarda görmemiş, geçmiş 30 yıl içinde yaşanan acılarda dahi barışçıl ortamını korumuş Mardinlilerin, 6-7 Ekim olaylarında, bu çok kültürlü yaklaşıma ihanet eden bir şiddet ortamını gördüğünü hatırlatan Davutoğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki vatandaşlara “Ne gerekçeyle olursa olsun, tekrar şiddeti hakim kılmak ve 6-7 Ekim olaylarında yaşanan acıları bu topraklarda, bu halka tekrar yaşatmak isteyenlere karşı el ele veriniz. O şiddet tahrikçilerine karşı öne çıkınız ve şehirlerinize sahip çıkınız” diye seslendi.
Hiç kimsenin, aynı Halep’te Musul’da olduğu gibi, kadim şehirlerin yıkılmasına izin verecek bir şiddete olumlu bakmayacağını ifade eden Davutoğlu, şiddet dilinin olmaması, herkesin siyaset dilini özgürce kullanması, siyaset üzerinden her şeyin konuşulabilmesi için tedbir aldıklarını kaydetti.
Havalanından, konuşma yaptığı salona gelirken, açılan pankartlarda Türkçe, Kürtçe ve Arapça’nın yanyana olduğunu gördüğünü belirten Davutoğlu, “Madem ki bu kardeş diller, türküler bu sokaklara hakim oldu, o zaman gelin sadece siyaset dilini, özgürlükleri, barışı konuşalım. Ama hiçbir şekilde bir daha silaha yada şiddete yönelik tavır alanlara izin vermeyelim” dedi.
“İşte güzel bir şans…”
Konuşmasında, “CHP’nin kapatılacağı” iddialarına da yer veren Davutoğlu, demokratik siyasetin olduğu bir yerde parti kapatmanın olamayacağını söyledi.
Çarpıcı ve utanç verici bir kapatma davasına muhatap olmuş bir parti olarak, her zaman “Partileri halk açar, halk kapatır” dediklerini hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Kimsenin bu ülkede parti kapatılmasını mazur görmesi mümkün değildir. Ama madem ki böyle bir kaygı var, buradan bir çağrıda daha bulunuyorum muhalefet partilerimize. Daha Meclis faaliyetini gösteriyor, seçime de vakit var. Hemen yarın gelin, hep beraber bir anayasa değişikliğiyle parti kapatılmasını imkansız hale getirelim. 2010’da biz anayasa reformu yaparken, diğer partiler buna destek vermediği için siyasi partilerin kapatılması 3 oy gibi az bir oyla, referanduma sunulamamıştı, 327 oyda kalmıştı. O zaman sizler hep şunu düşünmüştünüz belki muhalefet partileri olarak, özellikle CHP, ‘Nasıl olsa CHP hiç kapatılmaz, kapatırsa CHP kapatır ama CHP kapatılmaz.’ Tek parti döneminden gelen alışkanlık, 12 Eylül dışında da olmadı. Onun için ona ‘hayır’ dediniz, MHP’de ‘hayır’ dedi, ama ilginç olan HDP’de ‘hayır’ dedi. Yani en çok parti kapatmaya muhatap olan HDP’de ‘hayır’ dedi ve o geçmedi, AK Parti oyları yeterli olmadı. Şimdi buradan sesleniyorum, işte güzel bir şans.”
Amerika’dar gelir gelmez, AK Parti Grupbaşkanvekili Mustafa Elitaş’ı Resmi Konut’a çağırarak, “Hemen bir hazırlık yapın, muhalefet partisi grupbaşkanvekilleriyle konuşun ve derhal Türkiye’de geçmişte büyük bir demokrasi ayıbı olan parti kapatma meselesini tümden bitirelim” dediğini aktaran Davutoğlu, “İşte Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum; Böyle bir kaygınız varsa gelin, 2-3 saatte biter bu iş. Hepimiz, 550 milletvekilinin imzasıyla bir daha Türkiye’de, demokrasisi de parti kapatma utancının yaşanmayacağı bir anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım, kabul edelim” ifadesini kullandı.
“Parti kapatma şiddet kültürüdür”
“Hepimiz 550 milletvekilinin imzasıyla, bir daha Türkiye’de demokraside parti kapatma utancının yaşanmayacağı bir anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım, kabul edelim” çağrısında bulunan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama bunu yapmıyorsanız, eğer bunu yapmayacaksanız buradan söylüyorum. Bir takım vehimler üzerinden, bir takım kaygılar üzerinden eğer mağduriyet edebiyatı yapıp, bizi kapatacaklar diyerek ağlayıp sızlanarak halkın üzerine giderseniz, biz de halkın huzuruna gider ve deriz ki: ‘Bizim bu teklifimize onlar hayır dedi.’ Bir daha söylüyorum; AK Parti olarak hiçbir zaman herhangi bir partinin isterse bize karşı sert muhalefet yapıyor olsun, hiçbir partinin kapatılmasına rıza göstermeyiz, onlarla birlikte demokrasi mücadelesi veririz. Bundan da ilkesel olarak hiçbir taviz vermeyiz. Çünkü parti kapatma da demokraside bir şiddet kültürüdür. Fikirle yenemediğin bir siyasi partiyi şiddetle kapatmadır. Ona karşıyız.”
(AA)